“Fikirler gençlerden, uygulama bizden”
PKK (Kürdistan İşçi Partisi) terör örgütü sadece Türkiye’yi tehdit etmemektedir. Irak içinde sorun yaratmaktadır. Bu konu ile pek çok rapor hazırlamaktayız. Ancak Irak hükümeti ve yetkilileri bizim raporlarımızı hiçbir zaman dikkate almadılar ve pişman oldular. Bundan önce Kürtlere ve Barzani’nin partisine de aynı şeyleri söyledik. Siz, Kürtlerin haklarını Irak’tan ve Bağdat hükümetinden talep ederseniz haklısınızdır. Ancak aşırı bir projeye ve haritaya geçmiş olursanız Erbil’i de Süleymaniye’yi de kaybedebilirsiniz. Ancak Irak hükümeti bizim bu uyarılarımızı da dikkate almadı. Bugün geldiğimiz nokta ise Erbil ve Süleymaniye’deki halk ya aşırı İslamcı ya da PKK destekçisidir. Irak hükümetine eğer terör örgütlerini Irak topraklarında barındırırsanız ve Irak’ın anayasası içinde bizim komşu ülkelerimizi etkileyen terör örgütlerinin burada bulunmasının yasal olmadığını söylemelisiniz. Yoksa bu sadece Türkiye’yi etkilemez. Sizi de etkileyecektir. Bir süredir PKK ile Irak yerel güçleri arasında gerginlik yaşanmaktadır. Irak merkezi hükümetinin tanklarının üzerine PKK saldırı yapmaktadır. Bugün Sincar’da yaşanan olaylar farklı bir boyut kazanmıştır. Orta Doğu’da da bugün bu sorunlar devam etmektedir. Suriye’de SDG (Suriye Demokratik Güçleri) Türkiye’de PKK, Irak’ta PJAK (Kürdistan Özgür Yaşam Partisi) bunlar bölgede bir gerginlik yaratmaya çalışmaktadır. Maalesef Sincar’da bu coğrafyada bir hesaplaşma yeri olarak görülmektedir. Ben Iraklı ve Türkmen bir milletvekili olarak bütün siyasî gruplara ve özellikle Şii liderlere her zaman şunu söylüyorum: “Sizin bir komşu ülkeniz vardır. Adı da Türkiye’dir. Nasıl ki İran’ın, Suriye’nin sınırlarını koruyorsanız, Türkiye’nin de sınırlarını koruyun.” PKK terör örgütünün Sincar’da barınması Mahrur’da bulunması, Kerkük, Çimen gibi bölgelerde de barındırılması şu anlama gelmektedir: Türk ordusu buyursun gelsin ve burada savaşsın. Ondan sonrada diyorsunuz ki: “Siz Irak milletvekilisiniz bu durumu nasıl kabul ediyorsunuz.” O zaman biz buna fırsat vermeyelim. Örgütü bölgemizde barındırmayalım. Türkiye’de askerî gücünü gelip burada kullanmasın. Hata Irak hükümetinin Mahrur kampına fırsat vermesidir. Sincar’da Suriye ile sınır kapısı olan bir bölgedir ve maalesef bugün bu bölgede gerginlik yaşanmaktadır. Sincar’ın yanında 20’ye yakın Türkmen köyü vardır. Onun yanında da Telafer var. Büyük bir Türkmen şehridir. Bugün bu coğrafyaya baktığımız zaman sınır kapısı olan Oba köy-Türkiye yakınlarında gelecekte stratejik bir ticari yol olarak Oba köy, Telafer, Musul, Sincar’dan; Irak’ın güneyinden Basra’ya kadar uzanan bir ticari yol olabilir. Bu ticaret yolu gerçekleştirilse Irak’ın Körfez ülkeleri ile Türkiye arasında bir karayolu köprüsü görevi görebilir. Eski ipek yolu gibi bir yolu tekrar gerçekleştirebilir. Çin’den ve körfez ülkelerinden gelen vapurlar Basra Körfezinde boşaltılıp kurulacak ticari yollar üzerinden de Türkiye’ye ve oradan Avrupa’ya dağıtılabilir. Ancak Iraklılar hâlâ bu yolun çok büyük bir gelir getireceğinin farkında değiller. Ama terör örgütleri Telafer’de, Sincar’da ve diğer bölgelerde daimî bir şekilde kalacak olursa, bu ticari yollar Irak için bir tehlikedir. Aynı zamanda Irak’ın coğrafyasını kötü etkileyebilir. Sincar stratejik olarak hem Türkiye hem de Irak’ın ve Irak’ın ticaret yolları için çok önemlidir. Bu terör örgütü gelecekte Suriye’nin de başına bela olacaktır. Irak’ın içerisinde Türkiye’ye karşı desteklenecek terör örgütü İran içinde yanlış bir politika olacaktır. Bunu da hem İranlılara hem de Şii liderlere söylemekteyiz. Sincar şu an çok kritik bir durumdadır. Irak hükümeti ile Türkiye hükümeti arasında askerî anlaşmalar devam edecek olursa bu doğru bir adım olacaktır. Ancak bu görüşmeler kesilirse ve merkezi hükümet yerine, terör örgütleri bu bölgelere yerleşecek olursa, bu ilişkileri bozulacaktır ve bölge tekrar savaş alanına dönecektir bu durumda da en büyük zararı Sincar halkı ve Yezidiler çekecektir.
SORULAR:
Cevap:
Papa’nın Irak ziyareti kesinlikle bir mesajdır. Bu mesaj merkezi hükümete, siyasî ve dini grupların hepsinedir. Aynı zamanda Avrupa ve Amerika’ya da “dini olarak biz İran’ı değil Irak’ı tanırız” diye bir mesajdır. Bu ziyaret ile Papa adeta “hacca geliyorum” diye Hristiyanların kutsal yerleri ziyaret etmiştir. Papanın ziyareti bölgede yeni bir görüş çıkaracaktır. İkinci husus ise Papanın ziyareti sırasında gösterilen haritalardır. Bu haritaların planlanmadan orada ortaya konması imkansızdır. Çünkü buda bir mesajdır. Bu mesajda ise israil’in simgesi olan Davut Yıldızının olması ve Irak’ın çok büyük bir kısmı ve bizi ilgilendiren Kerkük, Erbil, Telafer gibi şehirlerinde haritanın içerisine alması, bölgede hayali kurulan Büyük Kürdistan’ın mesajıdır. Bu mesaja karşılık bizimde yapacağımız işler vardır. Biz sadece kınamayla yetinmeyeceğiz. Bizde bölgemizde Türk dünyası ile oturup düşüneceğiz. Irak’ın bir toprak bütünlüğü vardır. Bunu ben de savunurum. Ama Irak, Suriye gibi bir aşamaya gelecek olursa ve Irak Türkmenlerinin haritaları tehlike altın olursa, biz de o zaman yeni bir proje sunmamız gerekmektedir.
Cevap:
Daha öncede teröre karşı bu üç ülke bir ittifak içerisindeydi. Fakat maalesef bu ittifak 2010 yılından sonra zayıflamaya başladı. İran zannetmesin ki PJAK kendisine bela olmayacaktır. Bu örgüt tamamen ABD’nin kontrolündendir ve bir gün İran’a da zarar verebilir. Bu yüzden İran, Irak ve Türkiye ortaklaşa bir şekilde bu örgütü tasfiye etmelidir. Ayrıca bir koz gibi herkes birbirine karşı kullanmayı bırakmalıdır. Yoksa bu durumdan herkes zararlı çıkacaktır. PKK’yı sadece Türkiye’nin sorumluluğuna bırakmak çok büyük bir hatadır. İleride bütün bölgeye çok büyük zararı olabilir. Biz Türkiye, İran ve Irak dış işleri bakanlığına raporlarımızı sunuyoruz. Çünkü bölgede PKK ve kollarına karşı bir ittifak kurulmazsa bölgedeki bütün ülkeler bunun sıkıntısı çekecektir.
Cevap:
Tarihi eser konusunda dünyanın en zengin ülkelerinden biri Irak’tır. Bu bölgede Türk tarihine ait çok fazla tarihi eser bulunmaktadır. Bölgedeki birçok eser zaten IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) tarafından yok edilmiştir. Birçok cami, medrese ve tarihi yerde yıkılmak üzeredir. 2019 senesinde yaptığımız çalışmalar sonucu bazı eserleri kurtarmayı başardık. Ancak Irak hükümeti ve Irak Kültür Bakanlığı yeterince önem vermemektedir. Bu tarihi eserlerin korunması için çeşitli ülkelerden 13 kuruma başvuruda bulunduk. Buna karşılık geçen sene sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ile TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı) üzerinden yapılan yardımları ve destek ekip sayesinde birçok eseri kurtarmayı başardık. Çağrımıza cevap veren bir başka kişi de Kerkük valisidir. Kerkük valiliğinin attığı adımlar sayesinde yine bazı eserleri kurtarmayı başardık. Ancak bunlar yeterli değildir. Çünkü bu eserler bizim kimliğimizdir ve canımız pahasına sahip çıkmak zorundayız.